Dünyada kaydedilen en
büyük deprem hangisidir?
1900 den bu yana kaydedilen en büyük deprem, 22 Mayıs 1960'ta Şilide olmuştur (magnitude 9.5 Mw).
1900 den bu yana kaydedilen en büyük deprem, 22 Mayıs 1960'ta Şilide olmuştur (magnitude 9.5 Mw).
Yeryüzünde en az
sallanan kıta hangisidir?
Depremi en az olan kıta Antartikadır.
Depremi en az olan kıta Antartikadır.
Magnitüd ve Şiddet
arasındaki fark nedir?
Magnitüd depremin kaynağında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü; şiddet ise depremin yapılar ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür.(Magnitüd / Şiddet karşılaştırması)
Magnitüd depremin kaynağında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü; şiddet ise depremin yapılar ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür.(Magnitüd / Şiddet karşılaştırması)
Depremin Magnitüdü
Nedir?
Depremin Magnitüdü, belli bir zaman diliminde kaydedilen sismogram üzerindeki deprem dalgalarının genliğinin logaritması olarak tanımlanır. (Richter-ML, mb, MS, MW)
Depremin Magnitüdü, belli bir zaman diliminde kaydedilen sismogram üzerindeki deprem dalgalarının genliğinin logaritması olarak tanımlanır. (Richter-ML, mb, MS, MW)
Depremin Şiddeti
Nedir?
Depremin yer yüzeyindeki etkileri depremin şiddeti olarak tanımlanır. Şiddetin ölçüsü, insanların deprem sırasında uykudan uyanmaları, mobilyaların hareket etmesi, bacaların yıkılması ve toplam hasar gibi çeşitli kıstaslar göz önüe alınarak yapılır. Şiddeti tanımlamak için birçok ölçek geliştirilmiştir. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı Değiştirilmiş Mercalli Şiddet Ölçeğidir (Modified Mercalli (MM) Intensity Scale). Bu ölçek, Romen rakamları ile belirlenen 12 düzeyden oluşur. Hiçbir matematiksel temeli olmayıp bütünü ile gözlemsel bilgilere dayanır
Depremin yer yüzeyindeki etkileri depremin şiddeti olarak tanımlanır. Şiddetin ölçüsü, insanların deprem sırasında uykudan uyanmaları, mobilyaların hareket etmesi, bacaların yıkılması ve toplam hasar gibi çeşitli kıstaslar göz önüe alınarak yapılır. Şiddeti tanımlamak için birçok ölçek geliştirilmiştir. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı Değiştirilmiş Mercalli Şiddet Ölçeğidir (Modified Mercalli (MM) Intensity Scale). Bu ölçek, Romen rakamları ile belirlenen 12 düzeyden oluşur. Hiçbir matematiksel temeli olmayıp bütünü ile gözlemsel bilgilere dayanır
Richter Ölçeği nerede
satılır?
Satılmaz. Richter Ölçeği bir alet değildir; depremin magnitüdünü tanımlayan matematiksel bir formüldür.
Satılmaz. Richter Ölçeği bir alet değildir; depremin magnitüdünü tanımlayan matematiksel bir formüldür.
Artçı Deprem
(Aftershock) nedir?
Ana depremi izleyen daha küçük sarsıntılar dizisidir.
Ana depremi izleyen daha küçük sarsıntılar dizisidir.
Artçı Depremler
(Aftershocklar) ne kadar süre ile devam eder?
Belli bir süresi yoktur, 1 ay da olabilir 2 yıl da...
Belli bir süresi yoktur, 1 ay da olabilir 2 yıl da...
Depremin süresi ne
kadardır?
İki - Üç dakika.
İki - Üç dakika.
Depremler önceden
belirlenebilir mi?
Var olan koşullarda depremin önceden belirlenmesi olanaksızdır.
Var olan koşullarda depremin önceden belirlenmesi olanaksızdır.
Fay nedir?
Yerkabuğunu oluşturan kayaçların bir yüzey boyunca kırılması ve oluşan iki parçanın birbirine göre göreceli olarak yerdeğiştirmesidir. (Fay Türleri)
Yerkabuğunu oluşturan kayaçların bir yüzey boyunca kırılması ve oluşan iki parçanın birbirine göre göreceli olarak yerdeğiştirmesidir. (Fay Türleri)
Kuzey Anadolu Fay
Hattı nedir?
Doğuda Karlıova ile batıda Mudurnu vadisi arasında doğu-batı doğrultusunda bir yay gibi uzanır. Dünyanın en aktif ve en önemli kırık hatları arasında yer alan Kuzey Anadolu fay zonunun uzunluğu yaklaşık 1200 km dir; genişliği ise 100 m ile 10 km arasında değişir.
Doğuda Karlıova ile batıda Mudurnu vadisi arasında doğu-batı doğrultusunda bir yay gibi uzanır. Dünyanın en aktif ve en önemli kırık hatları arasında yer alan Kuzey Anadolu fay zonunun uzunluğu yaklaşık 1200 km dir; genişliği ise 100 m ile 10 km arasında değişir.
Deprem olan her yerde
fay varmıdır?
Eğer yoksa bile yeni bir tane oluşmuştur.
Eğer yoksa bile yeni bir tane oluşmuştur.
P ve S dalgası nedir?(Animasyon)
P dalgası:
Kayıtçılara ilk ulaşan deprem dalgasıdır. Hızı kabuğun yapısına göre 1.5 ile 8
km/sn arasında değişir. Tanecik hareketleri yayılma doğrultusundadır (boyuna
dalga). Yıkım etkisi düşüktür.
S dalgası:
Kayıtçılara ikincil olarak ulaşan deprem dalgasıdır. Hızı P dalgası hızının
%60'ı ile %70'i arasında değişir. Tanecik hareketleri yayılma doğrultusuna dik
ya da çaprazdır (enine dalga). Yıkım etkisi yüksektir.
(P ve S dalgalarının Kabuk içerisinde ve Manto sınırında izlediği yola göre bileşenleri)
(P ve S dalgalarının Kabuk içerisinde ve Manto sınırında izlediği yola göre bileşenleri)
Sıvı Etkisi
(Liquefaction) nedir?
Kum-kil gibi gevşek malzemeden oluşan katmanların deprem sırasında sıvıların çalkalanmasına benzer bir özellik göstermesidir.
Kum-kil gibi gevşek malzemeden oluşan katmanların deprem sırasında sıvıların çalkalanmasına benzer bir özellik göstermesidir.
Magnitüdlerine göre 1
yılda tüm dünyada kaç tane deprem olmaktadır?
(USGS ten)
(USGS ten)
Tanım
|
Magnitüd
|
Yıllık Ortalama
|
Çok Çok Şidetli (Great)
|
8 >=
|
1
|
Çok Şiddetli (Major)
|
7 - 7.9
|
18
|
Şiddetli (Strong)
|
6 - 6.9
|
120
|
Orta Şiddette (Moderate)
|
5 - 5.9
|
800
|
Hafif (Light)
|
4 - 4.9
|
6,200 (tahmini)
|
Çok Hafif (Minor)
|
3 - 3.9
|
49,000 (tahmini)
|
Çok Çok Hafif (Very Minor)
|
< 3.0
|
Magnitüd 2 - 3: günde yaklaşık 1,000
Magnitüd 1 - 2: günde yaklaşık 8,000 |
Aletle deprem ölçümü
ilk kez ne zaman yapılmıştır?
İlk sismoskop M.S. 132 yılında Çinli filozof Chang Heng tarafından icat edilmiştir. Bu aygıt ayaklı bir vazo üzerine eşit aralıklarla yerleştirilmiş 8 tane ejderha başı ile vazonun ayağı üzerine yerleştirilmiş 8 tane kurbağadan oluşur . Kurbağların açık olan ağızları ejderhalara doğru dönüktür. Deprem sırasında ejderlerden bazıları ağızlarındaki bilyeyi kurbagaların ağzına düşürür. Hangi ejderin bilyesi düşmüşse sarsıntının doğrultusu o yödedir. Aletin kendi bulunduğu yerde hissedilemeyen yaklaşık 750 km uzaklıklardaki depremleri algılayabildiği söylenmektedir. Aletin gövdesini oluşturan vazonun içerisinde ne tür bir düzenek olduğu bilinmemektedir. Bu konudaki en yaygın görüş, vazo içerisine çok duyarlı bir sarkaç'ın yer aldığı görüşüdür.
İlk sismoskop M.S. 132 yılında Çinli filozof Chang Heng tarafından icat edilmiştir. Bu aygıt ayaklı bir vazo üzerine eşit aralıklarla yerleştirilmiş 8 tane ejderha başı ile vazonun ayağı üzerine yerleştirilmiş 8 tane kurbağadan oluşur . Kurbağların açık olan ağızları ejderhalara doğru dönüktür. Deprem sırasında ejderlerden bazıları ağızlarındaki bilyeyi kurbagaların ağzına düşürür. Hangi ejderin bilyesi düşmüşse sarsıntının doğrultusu o yödedir. Aletin kendi bulunduğu yerde hissedilemeyen yaklaşık 750 km uzaklıklardaki depremleri algılayabildiği söylenmektedir. Aletin gövdesini oluşturan vazonun içerisinde ne tür bir düzenek olduğu bilinmemektedir. Bu konudaki en yaygın görüş, vazo içerisine çok duyarlı bir sarkaç'ın yer aldığı görüşüdür.
Deprem nerelerde
oluşur?
Deprem herhangibir yerde ve herhangibir zamanda oluşabilir. Genel olarak depremlerin kaboğu oluşturan levhaların sınırlarında oluştuğu söylenebilir. Dünyanın çeşitli yerlerinde benzer nitelikte depremlerin tekrarlandığı gözlenmiştir ve bu kesiler hep levha sınırlarıdır. Depremlerin yoğun olarak gözlendiği bölgeler yeryüzünde üç ana kuşak oluşturur.
Deprem herhangibir yerde ve herhangibir zamanda oluşabilir. Genel olarak depremlerin kaboğu oluşturan levhaların sınırlarında oluştuğu söylenebilir. Dünyanın çeşitli yerlerinde benzer nitelikte depremlerin tekrarlandığı gözlenmiştir ve bu kesiler hep levha sınırlarıdır. Depremlerin yoğun olarak gözlendiği bölgeler yeryüzünde üç ana kuşak oluşturur.
1. Kuşak (Pasifik Deprem Kuşağı):
Şiliden kuzeye doğru Güney Amerika kıyıları, Orta Amerika, Meksika, ABD nin
batı kıyıları ve Alaskanın güneyinden Aleutian Adaları, Japonya, Filipinler,
Yeni Gine, Güney Pasifik Adaları ve Yeni Zelandayı içine alan en büyük deprem
kuşağıdır. Yeryüzündeki büyük depremleri %81'i bu kuşak üzeride gerçekleşir.
2. Kuşak (Alpine): Endonezyadan
(Java-Sumatra) başlayıp Himalayalar ve Akdeniz üzerinden Atlantik okyanusuna
ulaşan kuşaktır. Yeryüzündeki büyük depremlerin %17'si bu kuşakta oluşur.
3. Kuşak (Atlantik): Bu kuşak Atlantik
Okyanusu ortasında yer alan levha sınırı (Atlantik Okyanus Sırtı)
boyunca uzanır.
Deprem başladı ne
yapmalıyım?
Sakin olun.
İçerdeyseniz, masa veya benzeri sağlam bir
koruyucunun altına girin, başınızı saklayın ve hareket etmeyin. Pencerelerden
ve cam eşyalardan uzak durun.
Dışardaysanız, binalardan, ağaçlardan,
telefon ve elektrik direklerinden uzak durun.
Araçtaysanız, üst veya alt geçitlerden
uzaklaşın, açık bir alanda durun ve aracınızdan çıkmayın.
Depremden hemen sonra
yapılması gereken en önemli şeyler nelerdir?
Kendinizin ve bulunduğunuz yerdekilrin
yaralanıp yaralanmadıklarını kontrol edin ve gereken ilk yardımı yapın.
Ayakkabılarınızı giyin.
Bulunduğunuz yerin emniyetli olup olmadığını
kontrol edin. Gaz, su ve elktrikle çalışan herşeyi kapatın; bulunduğunuz
yapının hasarını (baca yıkılmaları, duvar çatlakları ve temeldeki hasarları)
kontrol edin ve artçı sarsıntılardan etkilenip etkilenmeyeceği konusunda
belirlemelerde bulunun.
Çevreye dağılan malzemeleri toplayın.
Radyonozu açın. Yetkililerin, hayati önem
taşıyan, uyarı ve açıklamalarına aynen uyun.
Acil durumlar dışında telefonunuzu
kullanmayın.
Türkiyede kaydedilen
en büyük deprem hangisidir?
Aletsel dönemde ülkemizde kaydedilen en büyük deprem 26 Aralık 1939 Erzincanda olmuştur. Geceyarısı olan depremde yaklaşık 33 000 kişi ölmüştür.
Aletsel dönemde ülkemizde kaydedilen en büyük deprem 26 Aralık 1939 Erzincanda olmuştur. Geceyarısı olan depremde yaklaşık 33 000 kişi ölmüştür.
Depremin Olusumu
I GİRİŞ
Yerküre, Güneş'ten uzaklık olarak üçüncü, çap olarak beşinci gezegen. Yerküre'den Güneş'e olan ortalama uzaklık 149,503,000 km dir. Yaşamın varolduğu (şimdilik !) yegane gezegen. Yerküre'nin yörüngesinin ortalama uzunluğu 938,900,000 km dir ve Yerküre bu yörünge boyunca yaklaşık 106,000 km/h hızla hareket eder. Yerküre kendi ekseni etrafını 23 saat 56 dakika 4.1 saniyede dolanır.
Yerküre, Güneş'ten uzaklık olarak üçüncü, çap olarak beşinci gezegen. Yerküre'den Güneş'e olan ortalama uzaklık 149,503,000 km dir. Yaşamın varolduğu (şimdilik !) yegane gezegen. Yerküre'nin yörüngesinin ortalama uzunluğu 938,900,000 km dir ve Yerküre bu yörünge boyunca yaklaşık 106,000 km/h hızla hareket eder. Yerküre kendi ekseni etrafını 23 saat 56 dakika 4.1 saniyede dolanır.
II BİLEŞİMİ
Yerküre, beş bölümden oluşur: gazlardan oluşan atmosfer, sıvı
hidrosfer, ve geniş ölçüde katı olan litofer, manto, ve çekirdek. Atmosfer,
1100 km den daha fazla bir kalınlığa sahiptir. Hidrosfer Yerküre'nin yaklaşık
yüzde 70.8'ini kapsar. Litosfer, esas olarak katı kabuktur, 100 km
derinliklere kadar uzanır. Mantove çekirdek, Yerküre'nin ağır içi yapısını
oluştururlar.
Litosferdeki kayaçlar hemen hemen 11elementden oluşmuşlardır ve bunlar kütlenin
yüzde 99.5 ini oluştururlar: oksijen, silisyum, aluminyum, demir, kalsiyum,
sodyum, potasyum, magnesyum, titanyum, hidrojen, and fosfor.Litosfer, kabuk ve
üst manto'dan oluşur, ki bunlar levhalar halinde bölünmüşlerdir. Üst manto
astonosfer olarak bilinen kısıma sahiptir.
Yer içi, çekirdeğin etrafındaki bir monto ile temsil edilir. Manto, 2900 km derinliğe kadar uzanır. Çekirdek yaklaşık 2225 km lik bir dış kısma sahiptir. bu büyük olasılıkla sıvıdır.İç çekirdek, ki yaklaşık 1275 km lik bir yarıçapa sahiptir, katıdır. Her iki çekirdek tabakası büyük ölçüde demirden oluşmuştur ve Yer'in mağnetik alanının kaynağıdır.İç çekirdekte sıcaklıklar 6650° C den daha yüksektir. İç çekirdekteki ısının kaynağının uranyum ve diğer radyoaktif elementler olduğu düşünülmektedir.
Yer içi, çekirdeğin etrafındaki bir monto ile temsil edilir. Manto, 2900 km derinliğe kadar uzanır. Çekirdek yaklaşık 2225 km lik bir dış kısma sahiptir. bu büyük olasılıkla sıvıdır.İç çekirdek, ki yaklaşık 1275 km lik bir yarıçapa sahiptir, katıdır. Her iki çekirdek tabakası büyük ölçüde demirden oluşmuştur ve Yer'in mağnetik alanının kaynağıdır.İç çekirdekte sıcaklıklar 6650° C den daha yüksektir. İç çekirdekteki ısının kaynağının uranyum ve diğer radyoaktif elementler olduğu düşünülmektedir.
III YERKÜRE'NİN YAŞI VE KÖKENİ
Bilimadamları, yerküre'nin yaşını 4.65 milyar yıl olarak saptarlar. Yerküre'deki en eski kayaç yaklaşık 4 milyar yaşındadır. Kozmik parçalar ve gazlar gravitasyonla oluştuktan sonra, Yerküre, bağıl olarak soğumaktadır. Sürmekte olan büzülme ve radyoaktivitenin neden olduğu ısı ile ergimeyle Yerküre, kabuk, manto ve çekirdek olarak farklılaşmıştır. Hafif gazlar Manto ve kabuktan kaçmıştır.Bunlardan bazıları ilkel atmosferi oluşturken, su buharı okyanusları oluşturmak üzere yoğunlaşmıştır.
Bilimadamları, yerküre'nin yaşını 4.65 milyar yıl olarak saptarlar. Yerküre'deki en eski kayaç yaklaşık 4 milyar yaşındadır. Kozmik parçalar ve gazlar gravitasyonla oluştuktan sonra, Yerküre, bağıl olarak soğumaktadır. Sürmekte olan büzülme ve radyoaktivitenin neden olduğu ısı ile ergimeyle Yerküre, kabuk, manto ve çekirdek olarak farklılaşmıştır. Hafif gazlar Manto ve kabuktan kaçmıştır.Bunlardan bazıları ilkel atmosferi oluşturken, su buharı okyanusları oluşturmak üzere yoğunlaşmıştır.
IV YERKÜRE'NİN MAĞNETİK ALANI
Yerküre'nin tamamı muhteşem bir mınatıs gibi davranır.Yerin mağnetik kutupları
ile coğrafi kutuplar aynı yerlerde değildir. Mağnetik kutupların konumu yıldan
yıla değişim gösterir.Eski volkanik kayaçlar üzerinde yapılan çalışmalar
gösterir ki onlar oluştukları zamandaki mağnetik alanda bir mıknatıslanma kazanırlar.
Bu tür kayaçlar üzerinde yapılan çalışmalarla, jeolojik zaman boyunca kıtaların
sabit olmadığı ve hareket ettiği açığa çıkmıştır. Ayrıca yeni yapılan
çalışmalarla yer mağnetik alanının terslendiği bulunmuştur.
V YERKÜRE'NİN DEPREMLERİ
Levha sınırlarındaki devingenlik ve değişim,
yerkabuğunda deformasyonlar, gerilme birikimleri ve kırılmalar oluşturmaktadır.
İşte bu kırılmalar ve varolan kırıklar boyunca yer değiştirmeler depremlerin
oluşmasını sağlamaktadır. Bu deformasyonlara sebep olan iki önemli olgu
vardır.
1)Enerji birikimi
2)Enerjinin aniden açığa çıkması
2)Enerjinin aniden açığa çıkması
Yerkabuğu ve litosferde deformasyonlara neden
olan enerji; gravitasyonel potansiyel enerji, kinetik enerji, kimyasal enerji
ve yamulma enerjisidir. Sismoloji çalışmaları, bu enerji türlerinden
yalnızca elastik yamulma enerjisinin büyük depremleri oluşturacak kadar
güçlü olduğunu göstermiştir.
Depremlerle elastik yamulma enerjisinin açığa
çıkmasındaki ilişki; çeşitli kuvvetler (tektonik, volkanik) nedeniyle yer kabuğu
içinde biriken gerilmeler belirli bir düzeye geldiğinde ortamın dayanma gücünü
yenmekte ve böylece yer kabuğu kırılarak ve ya varolan bir kırık boyunca
kayarak tektonik depremi oluşturmaktadır.
Deprem, elastik bir ortamda biriken potansiyel
enerjinin kinetik enerjiye dönüşümü olarak düşünüldüğünde, kaynak bölgesindeki
yoğunluk, Young Modülü, katısallık(rijidite) gibi elastiklik katsayılarının
deprem kaynağının oluşumunda önemli parametreler olduğu anlaşılır. Ayrıca
bölgenin tektonik özellikleri depremin
oluşumunda önemli bir etmendir. Depremin oluşumunda 4 ayrı aşama belirlenmiştir.
oluşumunda önemli bir etmendir. Depremin oluşumunda 4 ayrı aşama belirlenmiştir.
a)İNTER-SİSMİK DÖNEMİ: Fay üzerinde hareketin
olmadığı, ancak elastik
yamulma enerjisinin biriktiği dönemdir.
yamulma enerjisinin biriktiği dönemdir.
b)PRE-SİSMİK DÖNEMİ : Fay üzerindeki gerilmenin
kritik düzeye geldiği
aşamadır.
aşamadır.
c)KO-SİSMİK : Bu kısa dönemde potansiyel enerji
hızla kinetik enerjiye dönüşür.
Yani deprem anıdır.
Yani deprem anıdır.
d)POST-SİSMİK DÖNEMİ : Art sarsıntıların oluştuğu
ve fayın yeni bir denge
durumuna geldiği dönemdir. Post-sismik döneminin sonu inter-sismik döneminin
başlangıcıdır.
durumuna geldiği dönemdir. Post-sismik döneminin sonu inter-sismik döneminin
başlangıcıdır.
No comments:
Post a Comment