.-E-
Bilgi sahibi olmak istediginiz
bitkiyi asagidaki menüden seciniz.
|
Ebegümeci: (Hubbaz / Malva
silvestris / Feuille de mauve / Mallow) Çiçekleri
sifali olan, yapraklari da sebze olarak yenilen, kendi kendine yetisen bir
ottur. 20-70 cm boyundadir. Yapraklari sarmaldir. Mayis-Agustos aylari
arasinda çiçek açar. Yaprak ve çiçeklerinde fazla miktarda "müsilaj" vardir.
Yaprak ve çiçekleri taze iken kullanilir. Kullanildigi yerler: Gögsü yumusatir, öksürügü keser. Mide ve barsaklarin düzenli çalismasini saglar, kabizligi giderir. Atesi düsürüp, vücuda rahatlik verir. Bogaz ve bademcik iltihablarini giderir. Lapasi, çibanrlarin olgunlasmasini saglar. Burun kanamasini durdurur. Dis eti hastaliklarini tedavi eder, mide agrisini keser. |
Egir otu: (Azakyeri / Acarus
calamus / Sweet sedge / Hazenbel) Yilanyastigi
giller familyasindan, akarsu kiyilari ve batakliklarda yetisen 60-70 cm
boyunda otsu bir bitkidir. Meyveleri yesilimsi, çiçekleri, sihaya yakin
erguvani rektedir. Tadi mayhostur. Kullanildigi yerler: Istah açar, Mide ve barsak gazlarini giderir. Mide eksimesini geçirir. Idrar ve adet söktürür. Dis etlerini kuvvetlendirir. Ter söktürür, atesi düsürür ve agrilari dindirir. Sinirleri yatistirir. Sariylik tedavisinde de kullanildigi bilinmektedir. |
Egrelti otu: (Farn / Farnkraut /
Fougére / Fern Nepkrodium filixmas / Dryopteris filis mas / Fougere male /
Filicis rhizoma) Bu
sinifta bulunan 170 cins, 9000 tür bitki yaklasik olarak dünyanin her
tarafina yayilmistir. Türlerinin çogunlugu tropik bölgelerde yetismektedir.
Egreltiotlarinin birkaç santimetre büyüklükte olanlardan, agaç sekline kadar
çesitleri vardir. Bugün yasayanlarin çogunlugu, çok yillik otsu bitkilerdir.
Bunlarin topragin yüzeyine yakin, ona paralel büyüyen sürünücü veya yukari
yönelen kökçükleri vardir. Hemen bütün egreltiotlarinda, yapraklar
tomurcuktayken içe dogru kivrilmistir. Kartal egreltisi, Venüs saçi, erkek
egreltiotu, geyik dili, kaya egreltisi memleketimizde bulunan egrelti
çesitleridir. Bu egrelti çesitlerinden erkek egreltiotu tipta kullanilir. Erkek Egrelti otu (Dryopteris filixmas): Mutedil bölgelerin rutubetli yerlerinde, orman altlarinda, kayalar arasinda yetisen 50-70 cm boylarinda, çok senelik, otsu zehirli bir bitkidir. Toprak alti gövdesi 10-40 cm uzunlugunda olup, dis kismi eski yaprak izleri veya kâideleri ile kaplidir. Alt tarafinda siyah renkli, ince kökler tasir. Ilkbaharda rizom gövdesinin ucundan kendi üzerine sarilmis olan genç yapraklar çikar. Yapraklar gelisince açilir. Yapraklar uzun sapli olup sapin kâidesi siskindir. Yapraklarin alt yüzlerinde spor keseleri vardir. Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi kökleri ve yapraklaridir. Kökleri sonbaharda toplanip, birkaç gün, havada sonra hafif isida kurutulur. Kökleri kalin, disi siyah, içi beyazdir. Özel bir kokusu, tatlimsi ve kekremsi bir tadi vardir. Bilesiminde uçucu ve sâbit yaglarla, reçine, nisasta ve etkin madde filisin vardir. Barsak parazitlerine karsi çok eski târihlerden beri kullanilmaktadir. Toz veya hulasa hâlinde alinir. Müshil olarak yagi ilâçlarla verilmemelidir. Zîrâ yaglar, ilâçtaki toksin maddelerin yayilmasini kolaylastirarak siddetli zehirlenmelere sebeb olabilir. Tavsiye edilen miktarin disina çikmamalidir. |
Ekmek agaci:(Brotfruchtbaum /
Bread tree / breadfruit tree
/
Artocarpus incisia / Jaquier)
Kalin gövdeli, 15-20 m boyunda, büyük meyveli, tek evcikli bir agaçtir.
Tropik, Asya adalarinda (Sunda adalarinda) yetisir. Ana vatani da Pasifik
adalaridir. Yapraklari küçük ve düz kenarlidir. Ananasa benzeyen meyveleri
1-2 kg agirlikta olabilir. Yenen kisim, çiçek ekseni ve çiçek örtü
yapraklaridir. Münferit meyveler findiksidir. Fakat çekirdek tesekkül etmez.
Üremeleri vegetatiftir. Tohumla üreme olmaz. Her mevsimde mahsul verir. Kullanildigi yerler: Ekmek agaci meyvesi nisasta bakimindan zengindir. Meyveleri beyaz etli ve biraz unludur. Haslanarak ve pisirilerek yenilebildigi gibi ekmek yapmak için de kullanilir. Bu bakimdan tropik bölgeler için önemli bir bitkidir. |
Enginar: (Artischocke / Artichaut / Artichoke / Cynara scolymus / Cynara / Artichaut
cynaria scolymus)
Haziran-temmuz aylari arasinda, mavi-mor renkli çiçekler açan, 50-150 cm
boyunda çok senelik otsu bir bitkidir. Killi, kumlu ve rutubetli topraklarda
yetistirilir. Gövdeleri dik, kuvvetli, sert ve boyuna olukludur. Yapraklari
sapsiz, büyük, uzun-oval ve parçalidir. Çiçekler üst yapraklarin koltugundan
çikan, uzun saplarin ucunda büyük basçiklar halinde toplanmistir. Çiçek
tablasi etlidir. Hepsi tüp seklinde olan çiçekleri ve bunlarin aralarinda
bulunan tüyleri tasir. Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara ve Ege bölgesinde bahçelerde yetistirilir. Kullanildigi yerler: Bitkinin sebze olarak kullanilan kismi, çiçek tablasi ile tâze dip yapraklari ve kökleridir. Yapraklar ve kökte eynarin isimli aci bir madde, inulin, tanen ve filavon bünyesinde bir glikozit vardir. Tâze yaprak ve köklerinden yapilan hulâsa ve tâze yapraklardan hazirlanan çay, safra çogaltici ve idrar arttirici olarak karaciger hastaliklarinda kullanilir. Kanda kolesterini azaltir. Ates düsürücü ve istah açici tesirleri vardir. Ayrica, idrar söktürür, bedeni ve ruhi bitkinligi giderir, romatizma ve seker hastaliklari için faydalidir. |
Ergeçsakali: (Erkeçsakali /
Çayirmelikesi / Spirea / Flipendula ulmaria) Gülgillerden, dallari saglam, sert ve kirmizimtirak bir
bitkidir. Çiçekleri kar taneleri gibidir ve dallarin ucunda toplanmistir. Yaz
aylarinda toplanip kurutulur. Bu bitkinin her yeri kullanilmaktadir. Kullanildigi yerler: Idrar söktürür, vücutta biriken zararli maddelerin atilmasini saglar. Böbrek, mesane ve idrar yollarindaki iltihaplari giderir. Kani temizler. Sinirleri yatistirir. Nefes darligi ve astimda faydalidir. Diseti ve bogaz iltihaplarini giderir. |
Esekkulagi: (Karakafes /
Mayasilotu / Aguga raptans / Symphytum/ Consoude) Sigirdiligillerden, çiçekleri beyaz
veya menekseye çalan renklerde, yapraklari nester seklinde bir bitkidir.
Mart-Temmuz aylari arasinda toplanip kurutulur. Kullanildigi yerler: Müzmin ishali keser. Nefes darligini giderir. Gögsü yumusatir. Öksürügü keser. Agiz, dil ve bogaz iltihaplarini giderir. |
No comments:
Post a Comment